image
İŞİTME ENGELİNE BAĞLI DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI

İşitme konuşmanın kazanılmasında önemlidir. İnsan dil ve konuşmayı duya duya ses algısını geliştirir. Algılanan seslerin öykünmesi de dil ve konuşma seslerinin çıkarılması olur. Bireyin işitmesinde meydana gelen herhangi bir problem ses algısını etkiler.

İşitme kaybı nedenleri tek bir sebebe bağlı olmayıp geniş bir yelpaze içermektedir. İşitme engeli vakalarının % 95’inin doğum öncesinde, doğumda veya çocuk dili kazanmadan önce, % 5’ inin ise çocuk dili kazandıktan sonra oluştuğu bilinmektedir. İşitme engelinin nedenlerine doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası oluşan etmenler vardır. Ancak, bunlara rağmen işitme engelinin nedenin bilinmediği durumlar da vardır.

Doğuştan işitme duyusunu kaybeden bebekler yaşıtları gibi 9. aya kadar doğal sesleri üretmektedir. Fakat bu aylardan sonra kendi ürettiği sesleri ve çevreden gelen sesli uyaranları işitme duyusuyla algılayamadıklarından ses üretimi yavaşlamakta ve bebek giderek sessizleşmektedir (Lewis, 1992).

İşitme engelli bir çocuğun işitme duyularının fonksiyonunu tam olarak yerine getirememesi nedeniyle dil gelişimi aşamalarında normal şekilde ilerleme göstermemesi pek çok probleme neden olmaktadır (Pektaş, 1993).

İşitme engelinin dil ve konuşma bozukluğu ortaya çıkarması üç faktöre bağlıdır. Bu faktörler işitme engelinin meydana geldiği yaş, işitme engelinin derecesi ve işitme engelinin tipidir. Genel olarak işitme engeli konuşmayı geciktirmekte, artikülasyon ve ses bozuklukları meydana getirmektedir. Ancak işitme kaybı konuşma kazanıldıktan sonraki bir devrede meydana gelir ve hafif olursa dil ve konuşma hemen hemen hiç etkilenmemekte çok hafif ses ve artikülasyon bozuklukları görülebilmektedir. Konuşma öğrenilmeden meydana gelen orta ve ileri derecedeki bir işitme engeli ise önemli ölçüde dil ve konuşma bozukluklarına neden olmakta, özellikle ileri düzeyde ses ve artikülasyon bozuklukları ile dilin içeriği, yapısı, anlamı ve kullanımı ile ilgili ciddi problemlere neden olmaktadır. Kısacası, işitme kaybının meydana geldiği yaş ve derecesi dilin kazanımı ve konuşma gelişiminde etkili olmaktadır.

İşitme engelli çocuklarda dil gelişimi normal işiten çocuklarda olduğu gibi aynı sırayı izlemektedir. Ancak işitme engelliler özel eğitim programları sonucu bunu başarabilmektedirler (Lewis, 1992).

Artikülasyon hataları işitme engelinin türü ve çeşidine göre anlaşılırlık üzerine değişiklik gösterebilir. İşitme engellilerin ünsüz üretiminde çoğunlukla atlama ve yer değiştirme işlemleri görülmektedir. Sözcüklerde ilk ve son ünsüzlerin atlanması oldukça yaygındır. Bu iki durum arasında bir kıyaslama yapıldığında özellikle son ünsüzün yok edilmesinin çok daha yaygın olduğu söylenebilir (Abraham, 1989). İşitme engellilerin ünsüz üretiminde ötümlüler ötümsüz eşleriyle, durak sesleri sürtünmeli ve akıcılarla, nazal sesler de oral seslerle yer değiştirmektedir (Levitt and Stromberg 1983). Ağır işitme kayıplı çocuklarda yapılan araştırmalarda en çok hata yapılan seslerin ( t,d,s,z,ş,j,ç,c) gibi dil gövdesiyle üretilen sesler olduğu ortay çıkmıştır.